La Corda De Promo

29 Kasım 2013 Cuma

Sendrom.


Kürkçü dükkanlarım var benim; alışkanlıklarım.
Yeni şeyler keşfediyorum, eyvallah. Fakat alıştıklarımın yerini tutmuyor, tutamıyor.
İyi midir kötü mü bilemiyorum. 20 yaşında insan evvela kendini keşfediyor. Bazen o da değilim bu da. Bazen koşuyorum, bazen yürüyor bazen duruyorum. Kimim ben? Kim olmalıyım? Nereye ait, nereye değilim?
Tüm bunların arasında bir ben var. Büsbütün alışkanlıklarımla tanımlandığım. Görebilir misin beni? Görmeden duyabilir misin? Beni olduklarımla ya da olmadıklarımla tanımlayabilir misin? Bir tanımım var mı sahi? Olmalı mı? 
Kat'iyen. 
- Tuşlara basarken, her tuşa bir yaş verdim. Bir harfin çubuklarından çeşit çeşit harf yapmaya çalışırız ya hani. Her yaşımda bir ben olmuşum. Tuşlara bakarken, kendimi izledim. Her yaş, ayrı bir baş. Dükkanlarım bir bir indirmiş kepenkleri, başka bir mahalleye taşınmak üzere. Patlıcan sevmeyen dükkan şimdi patlıcan satıyorsa eğer ( Yazar burada kendisinden bahsetmekte) alışmak da zamana yenik düşenlerden değil midir? 
İnkar edemem. 
Bazı şeyler öylesine stabil. Gözler gibi çoğu zaman. Ezelden beri dedirten cinsten.
İnsan, tanımlara sığacak bir varlık değil. Ah! İnsan. 
Olduklarıyla olamadıkları arasında, bir ömür yaşayan.

Ve ben,

Yazarken çelişkilerimle tamamlanan. 
Fakat asla tanımlanmayan bir cisim olarak, insan.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder